Artık televizyonlarda uzmanların, doktoraların
hepsi aynı şeyi söylüyor: Çocuklarınızı olabildiğince çok emzirin. Fakat bazı anneler aşağıda yazacağım
sebeplerden dolayı çocuklarını emzirmek istemiyorlar. Oysaki emzirme çocuğun
beslenmesi için sadece yararlı değil sosyal- duygusal, zihinsel gibi gelişim
alanları için de bir o kadar faydalı.
Öncelikle anneler neden emzirmek istemez
konusuna giriş yapalım. Birinci sebep; anneler göğüslerinin emzirmeden dolayı
sarkacağını düşünürler ve genelde altıncı aydan sonra bu olayı keserler. Yüksek
lisans dersini aldığım hocamın bugünkü söylediklerini referans göstererek şunu açıklamalıyım
ki sarkma emzirmeden dolayı değil, hamile kaldığınızda değişen/artan bazı
hormonlarınızdan kaynaklıymış. Yani, gönül rahatlığıyla bebeğinizi o bırakana
kadar emzirebilirsiniz. Çocuk sahibi olmaya karar vermişseniz, buna razı gelmek
durumundasınız. J Bunun dışında takviye verilen mama veya
yiyeceklerin anne sütünden daha yararlı olduğu düşüncesi annelerin bu süreci
kısa tutmak istemelerine neden olabiliyor. Artık biliniyor ki hiçbir besin anne
sütü kadar değerli değil. Çocuğunuz hazır mama ile birkaç vitamini alabilir ama
diğerlerini alamaz. Ama anne sütünde çocuk için hazırlanmış fiziksel ve
zihinsel gelişimine katkı sağlayan tabiri caizse bir iksir var. Ve bunu en
değerli varlıklarınızdan esirgememeniz gerektiğini düşünüyorum. (Aklıma şu an emzirmeyi
kısa tutmaya neden olan başka bir sebep gelmiyor, sizin düşündüğünüz başka bir
sebep varsa yorum olarak yazabilirsiniz.)
Gelelim emzirme sürecinin bebeğin farklı gelişim
alanlarındaki etkilerine. Fiziksel gelişim açısından düşünürsek, bebek tüm vitaminleri,
proteinleri barındıran anne sütünü düzenli bir şekilde içerek beyin gelişimi de
dahil olmak üzere genlerinin ona sunmuş olduğu gelişim sürecinde ilerler.
Duygusal gelişimin bir alt kavramı olan bağlanma duygusu, da anne çocuğu
emzirirken kuvvetlenir. Bebektir bilmez desek de haftalar, hatta günler
geçtikçe bebek çevresindeki insanları, ihtiyacı olduğunda yardımına koşan
kişileri tanır ve onlarla duygusal bir bağ kurar. Bebekler yetişkine bağlı,
onların insafına kalmış varlıklardır. Dolayısıyla, en çok gördüğü kişi genelde
onun temel ihtiyaçlarını gideren kişi olacaktır. Bu ihtiyaçların başında
beslenme gelir. Bebek acıktığında hemen ona yemek sağlayan annesine ilk olarak bağlanmaya
başlayacaktır. Ama çocuğun anneyle duygusal bağ kurması, ona güvenmesi, benim
güvenli cennetim demesi için annenin sadece bebeğini yedirmesi, altını
değiştirmesi yeterli değil. Emzirme sürecinde bebekle nasıl iletişime geçtiği
de önemlidir.
“Emzirme sürecinde dikkat etmelisiniz?”
sorusunu cevaplamaya çalışayım simdi de. Birincisi, onunla bu süreçte göz
teması kurmalısınız. Çocuk, ona besin sağlayan kişiyi gözlerine, yüzüne bakarak
tanımalı. Ve sizin de yüzünüzden bunu yaptığınızdan dolayı mutlu olduğunuzu
hissetmeli. İkincisi, çocuğun rahat rahat emmesi için ona zaman vermelisiniz.
Hemen işiniz çıktığı için yatağına yatırmamalısınız, o istemediği zaman
bırakacaktır zaten. Üçüncüsü, emmese dahi sizin kucağınızda durmaktan zevk
aldığı için emer pozisyonda kalmak isteyebilir, belki de bu onu
rahatlatıyordur. Bitti deyip kucağınızda indirmemenizi tavsiye ederim. Ayrıca
sizin kucağınızı tanıması için olabildiğince kucaklamaya çalışın. Kaynağı
hatırlayamıyorum ama bebeklerin en güvende oldukları yer anne karnıdır. Ve
doğduktan sonra bebekler bu ortamda yaşamakta isterlermiş. Bu dersi aldığım
hocam, prematüre doğan bebeğine ana kucağı yapıp anne karnı kadar dışarının da güvenli
olduğunu bebeğine hissettirmek, yine annesinin yanında olduğunu anlamışını sağlamak
istemiş ve kızını bir bezle kendine sarmıştı. Siz de çocuğunuzla bağınızı
kuvvetlendirmek için böyle bir şey yapabilirsiniz. Bu gün ilk defa yine aynı
hocamdan “acı süt” kavramını öğrendim. Çocuğu emzirme süreci ve sonrasında
onunla yukarıda saydığım tekniklerin hiçbirini uygulamayan annelerin verdiği
süte deniyormuş. O bebekler için kim bilir ne kadar acıdır L. Anneyi tanıma, onunla duygusal bağ kurması
ile bebek emeklemeye başladıktan sonra güvenli cenneti olduğunu düşündüğü
annesinin olduğu her ortamda etrafı keşfetmeye daha kolay ve hızlı bir şekilde
başlayacaktır. Keşfedebileceğini bile düşünebilmek çocuğun öz güveninin
olduğunun bir göstergesidir aslında. Ve
buna başladığında oyuncaklarla oynarken büyük kasları, eğer onun gibi bir bebek
veya çocuk varsa sosyal gelişimi ilerleyecektir.
Yukarıda yazdıklarımın çok kesin ama soyut
yorumlar olduğunu düşünebilirsiniz. Şimdi bu söylediklerimi bir deneyi
anlatarak ve bunun videosunu paylaşarak aklınızda somutlaştırmaya
çalışacağım. Harlow adında bir
araştırmacı bebek maymunu bir kafese koyar ve bu kafeste canlı olmayan iki
büyük maymun oyuncak vardır. Birinin gövdesine biberon gibi bir cisim
yerleştirerek yavru maymunun bu oyuncak maymundan beslenmesini sağlamayı
amaçlamıştır. Ama bu maymunun tüyleri, postu yoktur, demirden yapılmıştır.
İkinci büyük oyuncak maymun ise yumuşak bir pelüşle kaplanmıştır. Fakat bu
maymun ise süt vermemektedir. Aşağıda videoda da görebileceğiniz gibi bebek
maymun sütü demir maymundan içtikten sonra hemen pelüşten yapılmış maymunun kucağına
gidiyor. Ve bebek maymun korkutulduğunda yemek vermeyen ama sıcaklık veren
maymunun kucağına atlıyor. Yardım etmesi için ondan medet umuyor. Ve yine son
deneyde ise demir maymunun, birkaç oyuncağın içine atıldığı bir odada yavru
maymun etrafı keşfetmeye başlamıyor bile. Korku içinde bir köşeye siniyor,
zavallıcık. Her şeyin aynı olduğu demir maymunun değil de diğer maymunun bu
sefer yerleştirildiği odaya atılan bebek maymun hemen annesi olarak düşündüğü cansız
maymuna sarılıyor, belli bir süre geçtikten sonra etrafı merakla keşfetmeye
başlıyor. Yukarıda bahsettiğim şeye geldik şimdi aslında; önemli olan bebeğe
acı süt vermek değil ona şefkat, sevgi, sıcaklı, güven duygusu vermek. Bebek
maymun karnını her ne kadar demir olandan aldığı besinle doyursa da güven
duygusunu yumuşak olandan sağlıyor.
Son olarak, soracaksınız kendi kendinize niye
insanlar üzerinde değil de bu deney maymunlar üzerinde yapılmış. Birincisi,
hiçbir anne bebeğinin korkmasını istemez. İkincisi, insan üzerinde araştırma
yapmanın belirli etik kuralları var ve bu kurallardan biri deneğin hiç alanda
zarar görmemesi gerektiğidir. Hiçbir araştırmacı bebeklerin psikolojisini
bozmak istemez değil mi? J Peki neden maymunlar? Çünkü memeli türünde
olan ve zekâ seviyesi yüksek olan canlılardan biri olduğundan dolayı maymunlar
seçiliyor. Canlının memeli olması emzirmenin olması, bebek bakımının anne
tarafından içgüdüsel olmasını sağlıyor. Bu sebeple memeli canlılar seçiliyor,
insana benzer yakın çocuk bakma davranışları olduğu için de aynı zamanda.
Bu konu hakkında söylenecek çok şey var
aslında çok sıkmamak adına yine uzun yazdığımı düşünsem de kısa tuttuğumu var
sayın lütfen. Umarım yazdıklarımın faydalıdır J.
Hiçbir bebeğin acı süt içmemesi umuduyla…
NOT: (İngilizce bilmeyen veliler için ) Video İngilizce ama yukarıdaki paragrafta
yazdıklarıma dikkat ederek izlerseniz, kolaylıkla anlaşılabilir.
emzirmek cok onemli kesinlikle, ama emziremeyenler de hic suphesiz emziren anneler kadar bebegi besleme surecini bir baglanma surecine donusturebilirler...
YanıtlaSil