Çocuk,
her şeyi merak eden, bazen her ortamda sorulmayacak soruları soran, hatta
ebeveynlerin bile aklına gelmeyecek kavramları, olayları merak eden, birçok
sefer soruları ile yüzünüzü güldüren bir canlıdır J Öyle sorularla gelirler ki “Bu nerden çıktı,
şimdi?” dediğimiz çok olur. Erken çocukluk döneminde merak duygusunun diğer
dönemlere göre daha yüksek olduğunu düşünmekteyim. Çünkü o yıllarda beyin
hücrelerindeki gelişim çok hızlıdır.
Doğduğunda belirli refleksler sayesinde ancak hayata tutunabilen bir
çocuk, beyin gelişimindeki hız sayesinde altı yaşına geldiğinde tahmin
edemeyeceğimiz bilgilere, becerilere sahip oluyorlar. Şu bir gerçek ki merak,
dünyayı öğrenmek için bir araçtır, hayvanlar ve insanlar için. Merakın ortaya
çıkışıyla da çocuk hem her konuyla ilgili sorular soruyor, hem de yavaş yavaş
öğrendikleri içerisinden ilgisini çeken konu üzerinde daha çok konuşuyor, o
kavramı veya konuyu oyununa katıyor. İlgilendiği konuyla bağlantılı oyuncaklar
almak, videolar izlemek istiyor. Peki, merakla ortaya çıkan ilgi alanı okul
öncesi yıllarında nasıl oluşur? Kimler bunun oluşmasını sağlar? Neden bir
çocuğun bireysel ilgi alanı vardır da, aynı yaştaki başka bir çocuğun yoktur?
Bireysel ilgi alanına sahip olmak önemli mi? Anne babalar çocukta bireysel ilgi
alanını desteklemek için neler yapabilir? Tüm bu soruları okumaktan büyük haz
aldığım bir makaleye dayanarak cevaplamaya çalışacağım.
Öncelikle,
anaokullarında, evlerinizde çocuğa sunulmuş olan oyuncaklar, materyaller ve
sizin yönlendirmelerinizle çocuklarda belirli bir konuya özel, olması
gerekenden fazla bir merak duygusu oluşur. Örneğin, annesi pilot olan bir çocuk
annesinden her zaman onun mesleğine dair kelimler duyacak, annesi yine bazı
günler çocuğunu seyahatlere götürecek, veya çocuğunun merak duygusunu arttırmak
için uçakların bakım onarım yapıldığı yere götürecektir. Bu örnekte annenin yönlendirmesi, direkt ve
dolaylı olarak çocuğu uçak ve pilotluk mesleği ile tanıştırmış olacak. Eğer çocuğun
bu alanla ilgili içten gelen bir isteği varsa desteklenmiş, pekiştirilmiş
olacak. Böylece oyunlarında, rüyalarında, hayallerinde… hep havacılık konusunu
işleyecek. Hatta o da, varsa kardeşlerini ve okul arkadaşlarının ilgisini bu
yöne çekecek. Sonuç olarak, evde sunmuş olduğunuz materyaller, sizin kendi ilgi
alanlarınız, çocuklarınızı
yönlendirmeleriniz, okul ortamı, arkadaşlarının ve kardeşlerinin ilgi alanı bir
şekilde çocuğun öğrenmekten daha çok mutluluk duyduğu bir alan oluşmasını
sağlıyor.
İkinci
soruya gelirsek evde anne- baba olarak sizler, varsa kardeşler ilk olarak
çocuğunuzun farklı alanları görmesini sağlıyorsunuz. Sokağa, parka çıktığında
arkadaşlarından oyunlarının içerisinde kendilerinden bir şeyler katarak
birbirlerini etkileyecekler. Okulda ise hem öğretmenin yönlendirmeleri,
sağladığı eğitim ortamı hem de yine arkadaşlarının ilgi alanları çocuğunuzun
dikkatini çekecek konular/kavramlar ile tanışmasını sağlayacaktır. Kim
çocuğunuzu daha çok yönlendirir derseniz, bence sizler… Çünkü, ilk altı yılda
çocuğunuz zamanını en çok sizinle geçiriyor. Sadece süreye bakarak bile
çocuğunuzun hayatında ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunuzun farkına
varabilirsiniz. Tabii, yaşıtlarının da çocuğunuzun
ilgi alanını etkileme konusunda önemli bir yere sahiptir, bunu da yadsımamak
gerek. Geçen sene anaokulunda staj yapıyordum, haftada üç gün. Süre uzun
olduğundan ve sınıfta çocuk sayısı on parmağı geçmediğinden çocuklarla yakın
iletişim kurma, onları dinleme, bol bol gözlemleme ve hatta onlarla saatlerce
oyun oynama şansı elde ediyorsunuz, stajyer öğretmen (öğretmen adayı)
olarak. Ailesi tarafından gerek
sundukları materyallerle gerekse yönlendirmeleri ile beş yaşında bir çocuk
(Ayaz), bir yetişkinin bile dinozorlar konusunda bilmediği şeyleri biliyordu.
Sınıfa evden dinozorlarla ilgili oyuncaklarını, kitaplarını getirerek
arkadaşlarının ilgisini de bu yöne doğru çekmişti. Şunu itiraf etmeliyim ki o
çocuğun dinozorlara ve bu hayvanların hayatlarına dair merakından dolayı bir
günümü dinozorları araştırmaya ve bu konu üzerinde arkadaşımla plan hazırlamaya
harcadık. Ayaz’ın aşırı ilgisi sınıftaki bir kız arkadaşının dinozorlardan
nefret etmesine neden olmuştu. Yaptığımız etkinliklerle tüm sınıf Ayaz da dahil
olmak üzere dinozor konusuna tekrar aşık oldular. Bir hafta önce “Artık dinozor
oyunu Ayaz’la oynamak istemiyorum” diyen Öykü bir hafta sonra “Öğretmenim
dinozorlar nasıl yürüyordu?” gibi bir soru sormuştu, tekrar dinozorların
yaşamını anlatan belgeseli açmamı istemişti. Hayatımda unutmayacağım anılardan
biridir bu. Ne zaman “dinozor” kelimesi görsem, duysam Ayaz ve sınıfta
yaşadıklarımız geliyor. Neyse, bir
anıyla örneklendirmiş olduk. Kısaca arkadaşlar da ilgi alanının değişmesine
neden olabiliyor ve bazen ebeveynden daha etkili olabiliyorlar. J
Şimdi biraz okuduğum araştırmanın
detaylarından bahsetmek istiyorum. Araştırma
annelerle röportaj ve ev ziyaretleri ile yapılıyor. Verileri incelediklerinde
görüyorlar ki çocuklar iki gruba ayrılıyor. Birince grup 24 ay boyunca aynı
konu/kavram hakkında oyun oynarken, dikkatleri o konu üzerindeyken, diğer grup
ortamdaki oyuncağa, materyale bağlı olarak dikkat ettikleri kavram değişiyor.
Peki, “Çocuklar arasında bu fark neden oluyor?” diye düşünmeye ve sonuçları
analiz etmeye başlıyorlar. Ve sonuçlara gösteriyor ki çocuğunun ilgisini fark
edip, ona uygun/ destekleyici ortamı sunmak isteyen velilerin çocukları
bireysel ilgi alanına daha çok sahip.
Yani, ebeveynin tutumu her çocukta var olan bir alana özel daha fazla öğrenme
isteğinin derinleşip derinleşmemesinde faktördür. Bunun yanı sıra, ilgi alanı
olan çocukların daha çok, kurgusal olmayan kitaplara sahip oldukları bulunuyor.
Nitekim Ayaz’ın da elinde hep gerçek resimlerin olduğu, bilgilendirici kitaplar
vardı. Boş zamanlarında da kitaplıktan hep bu tür kitapları seçerdi. Ve son
olarak ilgi alanı olan çocukların aileleri evde çocuklarının akademik
becerilerini geliştirmek için daha çok çaba harcadıkları, uygun ev ortamı
sundukları araştırma sonuçlarında bulunmuş (Leibham, Alexander, Johnson,
Neitzel & Reis-Henrie, 2005). Sonuç olarak, bir çocuğun bireysel ilgi
alanının olması, desteklenmesi, köreltilmesi hele hele okul öncesi yıllarında
ebeveynlerin elinde olduğu bu araştırma ile de desteklenmiş oldu.
“Bireysel ilgi alanına sahip olmak önemli mi,
önemli ise neden?” sorusunu cevaplayalım. Çocuğun bireysel ilgi alanının olması
kesinlikle önemlidir. Çünkü böyle çocuklar bir kavram hakkında detaylı
bilgilere sahip oluyor ve kelime dağarcığı genişliyor. İtiraf ediyorum Ayaz’ın
bildiği kadar dinozor türleri konusunda bilgiye sahip değilim. J Bilse ne olur, diyebilirsiniz. Dil gelişimini
desteklemesi yanında, çocuğun arkadaşlarına ve hatta büyüklerine anlatmaktan
büyük keyif aldığı bir konunun olması onun çekinmeden kendini ifade etmesini
sağlayacaktır. Toplum önünde daha çok özgüvene sahip bir şekilde konuşacak.
Öğrendikçe öğrenme, bildiklerini çevresine aktarma ihtiyacında olduğundan
hafızasında bilgileri tutmaya çalışacak bu da bilişsel (zihin) gelişimine katkı
sağlayacak. Okul öncesi yıllarında çocukların bildiklerinin farkında olma,
bilgiyi uzun süreli bellekten çağırma becerileri zayıftır, ilgi alanındaki konudan bahsederken bu
becerilerde doğal olarak gelişecek. Toparlarsak, arkadaşları ile ilgisini çeken
konu hakkında konuşması; sosyal, hatırlama, dikkat etme süresinin artması;
bilişsel, özgüveninin artarak toplumda konuşması; duygusal, kelime dağarcığının
artması; dil…. Gelişmelerinin son hızda, rayında ilerlemesine yardımcı
olacaktır. J
Yukarıda velilerin yapması gereken etkinliklerin ipuçlarını vermiş olsam
da tekrar yazmakta fayda görüyorum. Çocuğunuzun bireysel ilgi alanına sahip
olması için neler yapabilirsiniz?
1.
Çocuğunuz evde veya sokakta serbest bir şekilde oynarken dikkatlice gözlemleyin,
dinleyin. Bu vakitler çocukların kendi kendilerine konuştukları içlerini kendilerine
döndükleri vakitlerdir. Çocuğunuzun ilgilendiği kavramları bu zamanlarda daha
net fark edeceksiniz.
2.
Kurgusal kitapların yanında kurgusal olmayan, gerçek hayattan bilgiler
içeren, doğayı dünyayı anlatan kitaplara yer verin.
3.
Farklı, çeşitli etkinliklerle çocuğunuzun ilgi alanındaki kavram hakkında
bilgi edinmesini sağlayın. Eğer çocuğunuz arabalarla ilgileniyorsa, onu bir
tamirhaneye götürebilirsiniz mesela.
4.
Siz de çocuğunuzla birlikte öğrenmeye çalışın. Sizin de ilgilendiğinizi fark
ederse, o da daha çok öğrenmek isteyecek.
5.
Çocuğunuzun arkadaşlarını eve davet ederek çocuğunuzun en iyi bildiği
konuyu/ kavramı sevdiği kişilere anlatmasını sağlayacak ortam oluşturun.
6.
Son olarak çocuğunuzun anlattıklarını dinlemekten asla bıkmayın, usanmayın J.
Bol dinlemeli günler geçirmenizi dilerim J.
Kaynakça:
Leibham, M. E., Alexander, J. M., Johnson, K. E., Neitzel, C. L. & Reis-Henrie, F. P. (2005). Parenting behaviors
associated with the maintenance of preschoolers’ interests: A prospective
longitudinal study. Applied Developmental
Psychology, 26, 397-414
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder